Şimdi Okullu Olduk

 

Çocuklukla ergenlik arasInda en problemsiz yaşanabilecek dönemdir ilkokul çağı. Her an değişiklik ve yenilikler yaşatan bir önceki 0-6 yaş travmasız geçerse hem ailelerin hem de çocukların dinlendiği, huzurlu olduğu, bilgi edinmenin ön plana çıktığı dönemlerdir. İlkokul çağına gelen bir çocukta cinsel kimlik anne ve baba ile özdesim sonucu iyice belirginleşmiştir. Kız ve erkek olarak arkadaşlar edinmeye toplum içinde sosyal rollerini oynamaya başlarlar. Konuşma yeteneği ve sözcük dağarcığının artmasıyla birlikte çocuklar daha iyi muhakeme yapabilirler. Kolay öğrenirler, öğrendikleri bilgiyi saklayabilirler, hayal ile gerçek daha kolay ayırt edilebilir. Somuttan soyut düşünceye geçiş başlamıştır. Evde her konuda desteklenip övülürken artık okulda kendisi ile eşit haklara sahip yaşıtlarıyla gününü paylaşır hatta rekabet eder. Bu arada hayatına anne babadan başka bir otorite figürü daha girmiştir. Öğretmenler çocuklar için belirleyici rolleri olan önemli figürlerdir. Daha önce sadece birilerinin çocukları olma rolüne ek olarak öğrencilik, arkadaşlık rolleri de eklenmiştir. Çeşitlenen bu sosyal rollere yaşının sorumluluklarını yerine getirmekte zorlanan bir çocuğun uyum sağlaması güç olacaktır.

Öğrenmenin başlaması ile birlikte bazı öğrenme ve uyum sağlama güçlükleri ile de karşılaşılabilir. Okul başarısızlıklarında nedenleri iyi saptamak gerekir. Sadece mental, fiziksel, sosyal ve duygusal olgunlaşma yetmez. Kendini rahat ifade edebilen sorumluluk alabilen, problemlerle basedebilme ve çözme becerisine sahip, yaşıtlar ile olumlu ilişkiler kurabilme becerilerini de yerine getirmesi beklenir. Okul başarısızlıklarında nedenlerin iyi saptanması sorunun daha kolay ve kısa sürede çözümlenmesini sağlar.

Sosyal açıdan aktif olunan bu dönemde grup oyunları fiziksel enerjinin boşalmasını sağlarken değişik kişilik özelliklerine sahip arkadaşları tanımasına da neden olur. Artık sadece evin değil okulunda kurallarına uymak zorundadır. Arkadaşlarıyla birlikte çokta zorlanmadan uyduğu kurallara evde karşı çıkabilir. Çatışmalar en çok düzenli çalışma, televizyon ya da bilgisayar kullanımı ile ilgili konularda yaşanabilir. Anlamaya yönelik ama sınır koyucu tutumlar işe yarayacaktır. Bu gibi durumlar ceza ve ödül mekanizmasi haline getirilip pazarlık konusu yapılmamalıdır.

YAZAR

Klinik Psikolog – Deniz Sevinç

TARİH

21 Mayıs 2015
Related Projects