Performans Kaygısı
Doğası gereği “materyal” unsurlar odaklı “İş Yaşamı” içinde önemli kavramlar arasında, değişim/gelişim/büyüme/para kazanma/performans gibi hususlar yer alır.. Aslında bunlar, yaşam içindeki hemen her bireyin bir şekilde karşılaştığı, aynı zamanda bu konular ile yaşama ve başa çıkma becerileri geliştirdiği konulardır..
Kendi yaşamlarımız içinde de, bazen kendi “performansımızı” kendimizce sınamaya yönelik durumları ortaya koyabiliriz. Mesela, aldığımız fazla kilolardan (eğer onlardan memnun değilsek ve de durumu değiştirmek istiyorsak) hangi zaman diliminde kurtulacağız, ya da 2 ay içinde 5 kilo verebilecek miyiz? Burada, aslında bir kısım “amaçlarımızı” ortaya koymuş oluyoruz.. Yani belli ölçüde neyin peşinde olduğumuzu tanımlamışızdır. Öte yandan, hiç spor yapma eğiliminde ve fiilinde bulunmayan birinin haftada bir halı sahada top peşinde koşarken “performans” gösterme çabası bir diğer örnek olarak ele alınabilir.. Burada, ortaya asıl amacın (spor yapma disiplini mi yoksa beraber oyun oynama dinamiği mi?) konmasının yanı sıra, kişinin buna yönelik yeterliliği konuları açıkta kalmaktadır. Mesela 55 yaşındaki birisi olarak 42 kilometrelik maraton koşusunda performans göstererek “rekor” kırmaya kalkmamın, ya da buna dair kaygılanmamın oldukça farklı şekilde ele alınması gerekir.
Muhtemelen, ölçme ve belirli bir performansın peşine koyulma konusu, insanın çok eski çağlardan bu yana doğada ayakta kalmak ve beslenmesini sürdürmek amacıyla kullanageldiği yöntemler arasındaydı. Yoksa, tarımsal ürünlerin hangi durumlarda daha fazla rekolte verdiğini nasıl keşfederdik acaba?
“İş yaşamı” içinde yer alan “ölçmediğin bir durumu, aslında yönetemezsin” yaklaşımı, kendi içinde bir dolu hususu beraberinde getirir.. Şirketlerde, İnsan Kaynakları bölümlerinin son dönemlerdeki “duyarlı” konularının başında “performans değerlendirmesi” gelir. Neyi ölçmek istediğin, nasıl ölçeceğin, nasıl bir gözlemleme yapılacağı, hangi durumları daha “olumlu” ele alacağımız gibi “tanımlamaları” yapmak, bir bakıma çerçeveyi oluşturmak gereklidir. Böyle bir tanımlama, bir kısım belirsizliklerin ortadan kalkmasını da sağlar.. Belirsizlik, insanoğlunu en çok tedirgin eden ya da kaygılandıran hususlardandır. Tanımlamalar ya da yöntemin bilinir kılınması, performans peşinde davranmayı daha kolaylaştırabilir.. Peki bu bizim kaygımızı tamamen ortadan kaldırır mı? Bunun yanıtı kısaca “hayır” dır.. Yapılan bir kısım deneylerin de gösterdiği üzere, “gözlem” altında bulunan canlıların davranışı, tamamen serbest ortamda olanlara kıyasla daha farklı olabilmektedir. Diğer bir ifadeyle, hem bir şeyleri yapmak istiyoruz, hem de gözlem altında olunca yapmak istediğimiz durumlara farklı tepkiler geliştirebiliyoruz.
Yaşamın akışı içinde bir kısım şeyleri yapmaya çabalarken, aslında hep bir kısım tercihlerde bulunduğumuzu göz önüne getirirsek, performans odaklı faaliyetlerimizde durumu daha farklı ele almak mümkün olabilir. Şöyle ki;
– Yaşamda pek çok alanda “ölçme” ve “değerlendirme” kapalı ya da açık bir şekilde yapılmaktadır.. Yani bu durum çok da “garip” değildir.
– “Tanımlanmış” bir kısım durumlarda, neyin peşine düşüp düşmeyeceğimiz tercihini yapmak söz konusudur.. Dolayısıyla, kendi tercihlerimiz konusunda daha fazla bilgi sahibi olmak, daha farklı bir bakış açısını bize getirebilir.
– Bir kısım hususları geliştirmek için, buna yönelik çaba göstermek yani performans sergilemek doğaldır. (ve de gereklidir aslında)
– Kendi becerilerimiz doğrultusunda (başkasına odaklanmadan) elimizden gelen çabayı ortaya koyduk mu?
– “Materyal” unsurlarla ilgili uygulamanın tanımlandığı “sistematik” bir yaklaşım, bilinirliği ve bu doğrultuda faaliyet kolaylığını sağlayabilir.
– “İnsan” unsurunun diğer üretim / iş faktörlerinin tümünden farklı bir “özelliğe” sahip olduğunu hangi sıklıkta aklımıza getiriyoruz?
– Birey ya da “şirket” olarak, yapabilirliklerimizi gerçekçi bir şekilde tanımlamak, gelişim yolumuz açısından yararlıdır.
– Tercihlerimizin, ya da yürüdüğümüz yolun sorumluluğunu üstlenmek önemlidir.
Yukarıdaki maddeler, burada ifade edildiği kadar kolaylıkla dikkate alınmayabilir.. Bununla birlikte, performansı gerçekleştirmeye odaklanırken, acaba ne kadar kendimize odaklandık ya da yukarıda sıralananları hiç aklımıza getiriyor muyuz?